Bir adım önde...
Günün Haberleri Giriş Sayfam Yap Favorilere Ekle Künye İletişim Son Dakika Ekle RSS
 
mehmetkesim
 
ANA SAYFA MAGAZİN SİNEMA MÜZİK MEDYA FOTO GALERİ VİDEO GALERİ TÜMÜ
ANTALYA   17/24 °C
 
 
    Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden iki önemli protokol  
 
    “Veda” oyunundaki başarısıyla Leyla Feray’a “Vasfi Rıza Zobu Ödülü”  
 
    Doç. Dr. Yurdagül Atun Yazdı : ​Suçlu kim?  
 
    Prof. Dr. Ata Atun Yazdı :Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim  
Doç. Dr. Psikanalist,Psikoterapist Hipnoter Aysin Sinal'dan Ailelere Önemli Tavsiye
Doç. Dr. Psikanalist,Psikoterapist Hipnoter Aysin Sinal dan Ailelere Önemli Tavsiye
 
KKTC'de GAÜ Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Aysin Sinal,günümüzün en önemli sorunlarından olan istismar ve aile içi şiddet unsurlarının başlama noktalarına değindi.
 
13 Temmuz 2022 Çarşamba - 13:32

 SİNAL; “AİLE İÇERİSİNDE Kİ ŞİDDET VE
GEÇİMSİZLİK, GELECEĞİN İSTİSMAR VE ŞİDDET ZANLILARINI YARATIR”
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Psikanalist,Psikoterapist Hipnoter  Aysin Sinal, istismar ve şiddet unsurlarının başlama noktalarına değindi.
Doç. Dr. Aysin Sinal yaptığı açıklamda, istismar ve şiddet gibi suçları işleyen bireylerin
temellerine inildiği zaman; bu gibi suçları işleyen insaların alt yapılarının bozuk olduğunu
belirterek, şunları söyledi;
“Çoçuk gelişiminde iç güdüsel dediğimiz ID; daha sonra Ego, Superego dediğimiz bölümler
vardır. Bunlar eğer yerine iyi oturmazsa, ileride problemler yaşarız. Bunların yerine iyi
oturması için aile yapısının çok büyük önemi vardır. Aile içersinde şiddet varsa ya da aşırı
derece geçimsizlik varsa, mesela eğer baba alkolikse evine bakmıyorsa, anne çocuklarına
karşı sevgisizse; bu çocuğa yansıyor. İleride bir çok konuda psikopatik olarak dediğimiz yani
psikolojik sorunları olan kişilik bozukluğundan tutun, bipolar bozukluğu, paronaya ve
şizofreni gibi hastalıklar önümüze çıkıyor. Bu gibi insanlar zaten kendi sorumluluklarını
bilmeyen insanlardır. Dolayısıyla yaptıkları işlerde bişeyleri ortaya koymak değilde, amaçları birilerine zarar ve acı vermektir.
Çocuk istismarına baktığımız zaman, istismarda bulunan kişilerin geçmişinde, ya kendileri
istismara maruz kalmışlardır, yada kötü bir muamaleye tabi tutulmuştur. Ya aile içi şiddet
vardır annesini dövülürken görmüştür, yada buna benzer. Baba içki içiyordur eve geldiği
zaman bir kavga oluyordur ve akabinde ailede bir kırılma bir bölünme olmuştur.
Kız çocuklarında elektra kompleksi, yani babaya düşkünlük olur. Yani babayı kendilerine bir
kahraman olarak görür. Kızların, ilk olarak örnek aldığı karşı cins babalarıdır. Erkek
çocuklarında tam tersidir; anneye karşı düşkünlük vardır. Devamlı olarak babadan korku
vardır. Babaya karşı devamlı asi davranışlar vardır. Bunun nedeni hem korkmaları; hemde
bildikleriden vazgeçmiyor olmalarıdır. Tabi burada yaşananan yaş 2 ile 12 yaş arasında
tamamen bir çocukluk yaşıdır. Herşey toz pembedir. Dolayısıyla burda çocukları sorumlu
tutamayız. Çünkü yaptıklarının farkında değillerdir. Bir fantezidir bu, bir enerjidir. Bunun
içerisine cinsel enerji dediğimiz libido da giriyor. Bunun içine Anal, Oral, Fallik dönemler
giriyor. Çocuk bunları yaşarken rahat ve huzur içerisinde yaşaması gerekiyor. Kız çocuğu

elektra kompleksi yaşarken, anne babanın birlikte olması; uyum içinde, birbirlerine sevgi
göstermesi lazım. Evde şiddet, kavga ve aldatılma olmaması gerekiyor. Bunlar çok önemli
faktörlerdir. Çocuk anneyi kendine bir rakip olarak görüyor. Çünkü anneye baktığı zaman;
annesinin kendisine çok benzediğini görüyor. Kız çocuğuna göre, kendisinin böyle olmasının
tek suçlusu annedir. Erkek çocuktada aynıdır. Oedipus kompleksini yaşarken anneye
düşkünlüğü vardır. Erkek çocuk eğer bunu yaşamazsa, bir boşluk olur ve ileride karşımızıa
sorunlu karakterler çıkabilir. Şuan karşımıza çıkan psikopat ve sosyapatlar, o yaşaması
gereken süreci yaşamış olsaydı, bunlar olmazdı. Araştırmalar gösteriyor ki, bütün bu
cinayetler ve serikatiller, istismar yapan kişiler; muhakkak çocukluğunda komplekslerini
yaşamamış kişilerdir. Şu veya bu şekilden savunma mekanizmaları müthiş gelişmiştir.
Bugün yaşanan olaylara baktığımızda, az çok bu olayları yapan kişilerde muhakak aile
yapılarında bir bozukluk görebiliriz. Çocukluklarında bir mutsuzluk, huzursuzluk yani bu
komplekslerin muhakkak hiç biri yaşanmamıştır. Bu gibi tablolar ile karşılaşmamak için,
önemli olan anaokul, ilkokul, ortaokul çağındaki çoçukların aile yapılarına ve yaşadıkları aile
ortamını muhakkak gözlemlemek gerekir. Sosyoglarımız, psikologlarımız ve aile ve sosyal
yaşamla ilgilenen yetkili dairelerimiz bu durumla ilgilenip çoçukların alt yapısına bakması
lazım. Yani bir evde yaşayan çocuk okula geliyor, acaba sınıf öğretmeni yada herhangi bir
öğretmeni çoçuğu karşına alıp “Yavrum sen evinde nasıl yaşıyorsun? Mutlu musun? Mutsuz
musun?” diye soruyor mu? Ben inanmıyorum. Bir suç işlendiği zaman sadece bir mektup
geliyor.
Ailelerimizde malesef bu konuda bilinçli değiller. Çünkü onlarda kendi derdine düşmüştür.
Şuan dünyada olduğu gibi ülkemizde büyük bir ekonomik sıkıntı var. Gelir sıkıntısından
dolayı, anne ve baba çalışmak mecburiyetindedir ve bu yüzden çocuk geri plana düşmektedir.
Bu yüzden çocuk çığrından çıkıyor, şikayetler başlıyor ve çoçuguma noldu diyerek
ebeveynler meraklanmaya başlıyor. Ebeveynler çalışıyor çoçuklar okuldan eve yalnız geliyor;
yemeğini yalnız yiyor. Ne bekliyorsunuz? Gece geliyorsunuz, yorgunsunuz zaten. Kapıdan
içeriye girer girmez kavgaya başlıyorsunuz. Çocuga fırsat kalmıyor. Böyle bir aile ve böyle
bir birliktelikten iyi bir çocuk bekleyemezsiniz.
Çalışma noktasında da aileler haklı sonuçta. Evin geçiminin sağlanması gerekiyor. Elektirik,
kira, gıda tüketimi, araç masrafları. Dolayısıyla baktığımız zaman elde olmayan bazı
nedenlerden ebeveynlerin çalışmazı lazım. İşte sıkıntı tam olarak buradadır. Bu çoçuğun evde
yalnız kalması, onu bir çok psikolojik soruna itiyor. Savunma mekanizmaları geliştiriyor.

Mesela nasıl olsa annem görmüyor, nasıl olsa beni en son farkedecekler. Ülkemizde yapılan
araştırmalarda, uyusturucu ilkokul seviyesine kadar inmiştir. Çocuk artık patalojik bi duruma
girince halüsinasyonlar görmeye, karşı gelmeye, uyuşturucu bulamayınca yoksunluk
semptomları ortaya çıkıyor ve daha sonrasında ebeveynler tarafından farkediliyor. Çocuğun
yalnız kalması bu durumlara davetiye çıkartıyor. İnsan beyni bir süngere benziyor. İstediğin
tarafa çekebilirsin. Nöroplastisite adında yeni bir bilim var ve çokta gelişiyor. Herhangi bir
insan beyini ve davranışları değişebiliyor. Bu kantlanmıştır. Biz araştırmalarımızda bunları
yapıyoruz ve kanItlıyoruz. Ne hayal edersen onu yaşarsın, ne düşünürsen onu hissedersin.”

Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
 
 
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Nişanlandı
 
KKTC Sağlık Bakanlığı, haftalık Covid 19 rakamlarını açıkladı.
 
 
Etiketler :
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
DİĞER HABERLER
 
Kurban Bayramında Beslenmeye Dikkat
Kurban Bayramı’nda, Bayram geleneklerimizden olan tatlı, şeker tüketimine ...
Prof.Dr.Murat Kuloğlundan Maskeli Depresyon Uyarısı
Prof.Dr. Kuloğlu Depresyon günümüzde dünyanın en önemli sağlık sorunlarından ...
Siber Zorbalık Nedir ? Ne Tür Psikolojik Sorunlara Neden Olabilir ?
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Öğretim Görevlisi Klinik Psikolog Berrak ...
Mehmet Kesim 'Hoş Geldin 2022' Şiiriyle Tüm Dünyaya Seslendi.
Gazeteci ,Şair Mehmet Kesim 'Hoş Geldin 2022' Şiiriyle Hem Türkçe Hem ...
 
 
Prof.Dr.Murat Kuloğlu Yazdı :​ İklim Değişikliği ve İnsan Psikolojisi
Prof.Dr. Kuloğlu İklim değişikliğinin İnsan psikolojisi üzerindeki etkleri ...
Vet.Hek.Tunahan Mulla :Köpek ve Kedilerde Mikroçip ve Yasal Kimlik
Antalya Pet Point Veteriner Kliniği yetkilisi Vet.Hek.Tunahan Mulla Köpek ...
Prof.Dr.Murat Kuloğolu' dan 'KIŞ DEPRESYONU' İçin Tavsiyeler
Psikiyatri alanındaki başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Prof.Dr. Kuloğlu ...
Doçent Dr.Psikanalist Aysin Sinal'dan Sosyal Medyanın Hayatımız Üzerindeki Etkileri
Girne Amerikan Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Doçent Dr.Psikanalist ...
 
 
Prof.Dr.Murat Kuloğlu Uyardı :Alışveriş Bağımlılığına Dikkat
Prof.Dr. Kuloğlu Alışveriş Bağımlılığı konusUnu ve ne yapılması gerektiğini ...
Vet.Hek.Tunahan Mulla : Pandemi Hayvanları Nasıl Etkiledi ?
Antalya Pet Point Veteriner Kliniği yetkilisi Vet.Hek.Tunahan Mulla Covid-19 ...
Doç.Dr. Psikanalist Aysin Sinal : Virüs Psikolojimizi ve İnsan Ruhunu Nasl Etkiledi ?
Girne Amerikan Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanın Doç.Dr. ...
Prof.Dr. Murat Kuloğlu'ndan Diş Sıkma Rahatsızlığı Olanlara Uyarı
Prof.Dr. Murat Kuloğlu : Bruksizm (diş sıkma/gıcırdatma) sık görülen ve ...
 
 
  GÜNÜN MANŞETLERİ
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden iki önemli protokol

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden iki önemli protokol

  Byturco Medya Yayın Grubunda Özümüz Aynı ,Yenileniyoruz..
  YAZARLAR
 
 
Dilber Dansı Ya Olmasaydı, Hayatımız ne Olurdu ?
 
Hakan Solaker
 
 
Byturco Medya Yayın Grubunda Özümüz Aynı ,Yenileniyoruz..
 
Magazin Ekibi diyor ki...
  ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
Burçin Terzioğlu ve İlker Kaleli

Burçin Terzioğlu ve İlker Kaleli

Byturco
  ÇOK YORUMLANANLAR
  FACEBOOK'TA MAGAZİN EKİBİ
  TWITTER'DA MAGAZİN EKİBİ
  ANKET
     
 
Hande Yener mi? Demet Akalın mı?

Hande Yener
Demet Akalın

Sonuçlar Anket arşivi
 
     
 
 
 
  •Künye
  •İletişim
  •Reklam
  •Sitene EKle
 
 
  •Magazin
  •Sinema
  •Müzik
  •TV Dünyası
  •Moda
  •Medya Dünyası
  •Kültür&Sanat
  •Turizm
  •Yaşam
  •Teknoloji
 
 
  •deneme