Prof. Dr. Ata Atun Yazdı : Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz

7 Kasım 2023 Salı  00:09

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak  gündeme dair özel köşe Yazısı
     Doğu Akdeniz’i Asla Kaybedemeyiz
Doğu Akdeniz, kaynaklar bakımından hemen hemen dünyanın en zengin doğalgaz
ve petrol yataklarına sahip olan bölge olup bu yeraltı zenginlikleri çıkartılmayı
beklemektedir.
Doğu Akdeniz tüm Türk Devletleri için de stratejik olarak çok önem taşımaktadır.
Hazar Denizinin bir iç deniz olması ve açık denizler ile direkt ulaşım olanağının
olmaması nedeni ile Türk Devletleri içinde Türkiye açık denizlerle bağı olan tek ülke,
KKTC de açık denizlerle bağı olan tek ada devleti konumundadır. Ki açık denizlerle
bağlantıları nedeni ile yayılmacı (emperyalist) devletlerin gelecekte Türk Devletleri
Teşkilatı üyesi herhangi bir devlete uygulamaya kalkacakları kısıtlamayı veya
ambargoları kırma noktası Türkiye ve KKTC olacaktır.
ABD Jeoloji Enstitüsünün yıllar önce uydu aracılığı ile yaptığı araştırma temel alındığı
vakit, Doğu Akdeniz’de günümüz itibarı ile yaklaşık 164 birimde doğalgaz olduğu
ortaya çıkmıştır.
Sadece Kıbrıs adasının batısı ile Libya ve Rodos üçgeni arasında yaklaşık 3 trilyon
ABD Doları değerinde, karadaki “kaya gazı” oluşumunun denizlerdeki benzeri olan
“hidrat rezervleri” bulunmaktadır. Bu “hidrat rezervleri”nin çok büyük bir kısmı da
Cihat Yaycı Amiralimizin sınırlarını tespit ettiği, Türkiye’mizin Adalar Denizi ve Doğu
Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgesini gösteren Mavi Vatan sınırlarımız içinde
yer almaktadır. Bu bölge içinde bulunan hidrat rezervlerinden elde edilecek doğalgaz,
Türkiye’mizin neredeyse 500 yıllık doğalgaz gereksinimini karşılayacak miktardadır.
İşte Doğu Akdeniz’in bizler için önemi buradan başlamaktadır.
Doğu Akdeniz’in KKTC ile Türkiye ve KKTC ile Orta Doğu’nun Akdeniz kıyıları
arasındaki bölgesinde de aynı miktar ve değerde olmasa bile doğalgaz ve petrol
yatakları yer almaktadır.
Tüm zamanlarda kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden İsrail devleti, 2010
yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile imzaladığı Münhasır Ekonomik Bölge
anlaşmasında akıl almaz bir şekilde oyuna geldi ve neredeyse üçte bir büyüklüğünde
bir alanı Kıbrıs Rumlarına hibe etmiş oldu. Nasıl mı oyuna geldi; Kıbrıs adasının
güney doğu kıyıları ile İsrail kıyıları arasında orta çizgi çizildi ve bu çizginin kuzey
batısı GKRY’nin, güney doğusu da İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölgesi olarak kabul
edildi. İsrail’in söz konusu bölgedeki kıyı uzunluğu, GKRY’nin kıyı uzunluğundan tamı
tamına 6 misli daha uzundu. Dolayısıyla orta çizgi alınmayıp bölge kıyı uzunluklarına
göre tespit edilseydi, İsrail’in Münhasır Ekonomik Bölge büyüklüğü şimdikinin yüzde
130’u kadar olacak, İsrail, bu anlaşmayı Türkiye ile yapmış olsaydı da böylesi büyük
bir kayıp yaşamayacaktı.
Günümüzde yaşanmakta olan Gazze çatışmasının ve İsrail devletinin Gazze’yi
tamamen ele geçirmeyi istemesinin gerçek nedeni, Filistin Devletinin, Gazze bölgesi
kıyılarından batıya doğru uzanan Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde yer alan
doğalgaz rezervlerine el koymak ve Gazze şeridinin mutlak hakimi olmak.

Bu hakimiyetle de hem Filistin devletinin kendisine ait olan Münhasır Ekonomik
Bölgesi içinde yer alan doğalgazı çıkarmasına, hem de Süveyş Kanalını devre dışı
bırakacak olan Hindistan-Akdeniz deniz yolunun Akdeniz’e çıkışını sağlayacak “Ben
Gurion Kanalı” projesini hayata geçirmek…
Görüldüğü üzere KKTC’nin Türk Dünyası için stratejik önemi gün geçtikçe daha çok
artıyor. Bu nedenle de yayılmacı Atlantik birliği (ABD ve AB), KKTC’nin tanınmasına
şiddetle karşı çıkarken, Kıbrıs adasını kendilerinin itaatkar hizmetkarları olan Kıbrıs
Rumlarının egemenliği ve yönetimi altına girmesini, direkt olarak da tümü ile AB
sınırları içinde yer almasını istiyor…
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı



Sayfa Adresi: http://www.magazinekibi.com/haber/Prof-Dr-Ata-Atun-Yazdi-Dogu-Akdeniz-i-Asla-Kaybedemeyiz/397077