| 
  
    | 
      
        | 
          
            | Prof. Dr. Ata Atun Yazdı :Niyet başka akıbet başka! |  
            |  |  
            |  |  | 
              
                | KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs Prof.Dr. Ata Atun gündeme dair özel köşe Yazısında :Niyet başka akıbet başka! başlığı ile gündemi değelendirdi |  
                |  |  
                |  |  
                |  |  
                | 
                  
                    | 26 Ağustos 2024 Pazartesi - 22:47 |      |  |  
                |  |  |  |  |  
            | 
              
                |  |  
                | 
                  
                    | KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı, Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak  gündeme dair özel köşe Yazısı 
 Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa
 yapıları, dini inanışları ve duygularını iyi bilen ve tanıyan bir kişi olarak Rumların ve
 Yunanların Kıbrıs’ta uygulamaya koymak istedikleri ekonomik ambargo, tehdit ve
 tutuklamalar girişimleri üzerine, İngiliz Avrişlerinde araştırma yapmaya başladım.
 Araştırdığım konu Yunanistan’ın Birinci Dünya savaşından sonra 15 Mayıs 1919’da
 boyuna posuna bakmadan “Anadolu’nun Batı yarısını işgal etmek ve topraklarına
 karmak hedefi ile” İzmir’e kimin gazıyla asker çıkardığı idi.
 Yunanistan’ı kimin, niye teşvik ettiği, Yunanistan ve diğer birkaç ülke ile ilgili tarihi
 belgeleri, paralel ve senkronik bir şekilde okuduktan sonra anlayabiliyorsunuz.
 Hepsini okumanıza bile gerek kalmıyor. Sekiz on tane evrak okuyunca gizem ve
 bilinmezlik ortaya kalkıyor.
 Olayın özeti şu; Birinci Dünya Savaşının kurgucusu Büyük Britanya İmparatorluğu yani
 günümüz İngilteresi.
 Gözü Orta Doğu’daki petrol yataklarında.
 Büyük hedef, Batılı devletlerin el birliği ile yıllarca çabaladıktan sonra yıpratmayı
 başardıkları ve güçsüzleştirdekleri Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak, Orta
 Doğu’ya ve Kuzey Afrika’ya el koymak ve tekrardan ayağa kalkarak güçlenmesine
 mani olmak.
 Kurgu bir olay ile başlatılan Birinci Dünya Savaşından çizilen hedef doğrultusunda
 Osmanlı İmparatorluğu yenik çıkınca, iş ikinci aşamaya ve İmparatorluğun
 topraklarının üzerine konmaya geliyor. Gelmesine geliyor da, bunun için Büyük
 Britanya İmparatorluğunun bir milyon askere, silaha ve cephaneye daha gereksinimi
 olur.
 Büyük Britanya İmparatorluğunun elindeki imkanlar kısıtlı, ordusu yorgun ve bir kısmı
 da dünyanın bir çok yerinde sömürü amaçlı konuşlanmış durumdadır. Sömürgelerdeki
 askerlerini geri çağırmak sömürgeleri kaybetmek olacağından başka bir çare bulmak
 gerekir. En dahiyane, uygulanabilir ve de İngiliz maliyesine yük olmayacak çözüm,
 müttefiklere Anadolu’yu işgal ettirmek ve Osmanlı ordusunu bu işgalcilerle meşgul
 ettirmek olur.
 Fikir hemen uygulamaya konur. Yunanlılar, İtalyanlar, Fransızlar , Ermeniler ve Ruslar
 Anadolu’ya çökerler.
 Bilenler bilir. Yunanlar, arkalarında güçlü birilerinin olduğunu hissedince, kendilerini
 ormanların kralı aslanlar zannederler ve güç sarhoşluğu içinde düşman addettiklerine
 saldırırlar. Cesaret alırlar bir nevi… Asırlardır kafa yapıları böyledir.
 Nitekim 15 Mayıs 1919’da büyük bir gösteriş ve şaaşa ile İzmir’e ayak basarak
 başlayan Anadolu’yu işgal ve Yunanistan Krallığı topraklarına katmak hayalleri, 9 Eylül
 1922’de, Anadolu’da Yunan ordusunun yüzde seksenini toprak altında bırakarak 3
 sene evvel ayak bastıkları İzmir’i kaçarak terk etmek zorunda kalmalarıyla
 sonuçlanmıştı.
 
 Aynı hatayı Kıbrıs’ta da yaptılar.
 Kendilerini adanın sahibi sanarak 21 Aralık 1963 sabahı, Kıbrıs adasının mutlak
 hakimi olmak ve adayı Yunanistan’a ilhak etmek için Kıbrıs Türklerine saldırdılar.
 Arkalarında Atlantik İttifakı vardı.
 4 Mart 1964 tarihinde, Atlantik İttifakının bir yan kuruluşu olan ve adına Birleşmiş
 Milletler denilen kuruluşun aldığı kararla kendilerini adanın yasal hükümeti zannedip,
 6 Ağustos 1964 ve 15 Kasım 1967’de Kıbrıs Türklerine yaptıkları silahlı saldırılar
 hüsranla biterken, 15 Temmuz 1974’de Kıbrıs adasını Yunanistan’a ilhak amaçlı
 yaptıkları darbe de, kendileri için büyük bir yenilgi ve ulusal bir felaketle sonuçlandı.
 Belli ki Rumlar ve Yunanlılar hala daha geçmişten bir ders almamışlar.
 Arkalarını Atlantik İttifakını alarak, akıllarınca Kıbrıs Türklerinin mali açıdan çökertme
 ve kendilerine muhtaç etme hedefli ekonomik ve hukuksal bir saldırı başlattılar ve
 ellerinden gelen her baskıyı kuruyorlar. Tur operatörlerine KKTC’ye geçmeme
 anlaşması yapmaları da onlardan biri. Ancak sürecin sonunda gene bu akılsızca
 saldırının altında kalacakları kesin.
 Hala daha, Kıbrıs Türklerini, uygulamaya çalıştıkları her tür izolasyon, ambargo,
 ekonomik baskı ve kısıtlamadan kurtulmak için Türkiye’ye ilhaka, Anavatanın bir
 parçası olmaya zorladıklarının farkında bile değiller.
 Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
 KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
 KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili
 |  |  
    |  |  
    |  |  
                |  |  
    |  |  
                |  |  
                | 
  
    |  | FACEBOOK YORUM | Yorumlarınızı 
    Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |  |  
                |  |  
                |  |  
                | 
 |  
                |  |  
                |  |  
                | 
  
    |  | YORUMLAR | Onay bekleyen yorum yok. |  |  
                |  |  
                | 
              
                |  | 
  
    |  Küfür, hakaret içeren; dil, din, 
    ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük 
    harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 |  |  |  |  |  
                |  |  |  |  
                |  | Bu haber henüz yorumlanmamış...
 
 
 |  |  |  
                |  |  
                |  |  |  
 |  |  
 | 
   
     |  | DİĞER HABERLER |  |  
 |  |  
 |  |  
 |  |  |  |  |