|
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı,Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Prof.Dr. Ata Atunun ilgiyle okunacak gündeme dair özel köşe Yazısı
Küresel Güç Değişikliği Başladı
1945’lerden sonra dünyamız siyasetinde ve halkların yaşamında mutlu oldukları,
rahat geçindikleri, iyi diye tanımlanan dönemler oldu, bunların tam tersi olan günler
de yaşandı. Bu dönemler, dünyanın güçlü devletlerinin veya da güçlü finans
devlerinin kendileri için belirledikleri gelecek planlarına ve çıkar hedeflerine göre
şekillendirildi.
Son dönem örneklerimizden biri Rusya-Ukrayna çatışması.
Çatışmanın gerekçeleri başka, bir yılı aşkın sürmesinin gerekçesi daha da başka. Bu
çatışma ile ilgili 2025 planı ise belirlendi. ABD’nin Rusya ve Çin odaklı siyasetinden
tamamen bağımsız olarak Avrupa Birliği ile İngiltere, Rusya’nın askeri ve ekonomik
olarak güçsüzleşmesi hedefli Rusya-Ukrayna çatışmasının devam etmesi için
savunma sanayilerini desteklemek, katkı koymak ve 2025 yılına kadar da sürdürmek
düşüncesindeler.
Hedef ve strateji belli; Rusya-Ukrayna çatışmasının 2024 yılında kesin olarak
sonuçlanmamasını, Kasım 2024 tarihinde ABD’de yapılacak olan Başkanlık
seçimlerinde Başkan adaylarının konuya takılmamalarını ve manipüle etmemelerini
sağlamak.
Nihai hedef ise Rusya Federasyonunun çatışma nedeni ile ekonomik, insan
kaynakları, sanayi üretimi ve askeri güç olarak tükenmesi ve küresel liderlikten
düşmesi.
Esasen İngiltere, silah stokları tükendiği için Ukrayna’ya yeni bir teklif sunamadı.
Buna karşın Almanya’dan ve diğer müttefik ülkelerden Ukrayna’ya askeri yardım ve
silah tedarikinde bulunmaları çağrısı yapıyor ve görüşmelerini sürdürüyor.
Bunlardan bir diğeri de küresel dengelerin son on yılda ters yüz olması ve bunun
sonucu olarak da küresel boyutta farklı dengelerin ve oluşumların yavaş yavaş
belirginleşmesi, Çin’in düzenli bir şekilde büyüyerek, finansal, askeri ve ekonomik bir
güç haline gelmesi. Bunun neticesi olarak da 1950-1992 yılları arasında yaşanmış
ABD-SSCB soğuk savaşının bir benzeri olan ABD-Çin soğuk savaşının başlamış
olması, ABD’nin artık güvenilmez bir ülke konumuna dönüşmesi, Avrupa Birliği’nin,
ekonomik sıkıntılar, yeraltı kaynaklarının tükenmesiyle küresel gelirlerinin azalması
nedeni ile duraklama devrine girmiş olması, askeri teknolojilerin ve savaş alet ve
araçlarının evrim geçirmesi sonrasında ortaya çıkan İHA ve SİHA’ların devamı
olarak, uzaktan kumandalı karasal ve denizsel savaş araçların ortaya çıkması,
bunlara kolayca ulaşılabilmesi nedeni ile küçük ülkelerin, kötü niyetli kuruluşların ve
terör örgütlerinin bunları kullanarak dünyadaki yaşamı sarsabilecek hale gelmiş
olmaları ve de en önemlisi, dijital medyanın küresel olarak yaygınlaşmış olması ve
dezenformasyon, -yanlış bilgilendirme- ile kitleleri harekete geçirilebilmesi.
Gazze’de sürmekte olan İsrail-Filistin çatışmasının binlerce kilometre uzaktaki
ABD’de, Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçiminde belirleyici rol oynama
olasılığı daha şimdiden ortaya çıkmış durumda. ABD Başkanı Joe Biden’in ekibinde
yer alan bazı genç, aktif ve kanaat önderi demokratların, Biden’ın kayıtsız koşulsuz
İsrail’i desteklemesi nedeniyle yanından ayrılıyor olmaları, medyanın küresel gücünü
net bir şekilde ortaya koyuyor.
Küresel değişikliğin başladığı, göz önündeki bilinen güçlere ilaveten, şimdilik
ortalarda gözükmeyen, fiziksel olarak var olmayan güçlerin de var olduğu ve bunların
insan yaşamına direkt veya da endirekt olarak etki ettikleri ortaya çıkmaya başladı.
Görünen o ki önümüzdeki 10 yılın, farklı güçlerin ortaya çıkacağı ve küresel yaşamı
derinden etkileyecekleri bir dönem olacağı kesin.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|